Yolculuk yapmak kimine göre güzel, kimine göre ise zorunlu olmadıkça tercih edilmeyen bir şeyden ibarettir. Yolculuklarımız genel itibarıyla oturarak geçmesine rağmen niçin ruhsal ve bedensel açıdan yorgunluk hissederiz? Bu yazımda size bunun sebebini anlatacağım..
Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi birçok insan sever. İnsana yeni şeyleri görmek ve gezmek mutluluk verir. Psikolojik olarak gerçekten bambaşka oluruz. Hatta Bu sebepten tatillerimizi başka mekanlara gitmek üzere oluştururuz.
Seyahat etmek yola çıkmak güzel ve zahmetsiz görünüyor olsa da aslında seyahatler bizi yorar. Seyahat anında oturup yolu izlememize rağmen neden bu kadar yorgun oluruz hiç düşündünüz mü?
Araba ile yahut otobüsle hatta uçakla bile uzun mesafeli yolculuklar yapmak çok yorucu olabiliyor. Aslında tüm yaptığımız şey oturmak, yol boyunca etrafı seyretmek yahut telefona bakmaktır.
Araba ile seyahat etmek sandalyede oturmak gibi görünüyor olsa da aslında aynı şey değildir.
Yolculuk sırasında hareket halinde bulunan araç, trafik düzenine, trafik oranına göre hız değiştirir. Bu hızlanma veya yavaşlama halinde vücudunuzda, bir ileri bir geri gider durur. Özellikle virajlı yollarda bazen kendimizi sağ tarafta iken sol tarafta bulabiliriz 🙂
Birde araç da eskiyse ve özellikle eski, titreyen bir motora sahipse işte o zaman mide bulantısı, baş ağrısı an meselesi demektir.
Bu sallantılar bizim için küçük görünen şeyler gibi olabilir. Çok alışkın olduğumuz için hissetmeyiz ancak bu sallanma hali biz fark etmeden de olsa aslında vücudumuza zarar verir.
Yani: Beyin bizim hareketlerimizi hesaplar ve duruşumuzun dik kalmasını sağlamak için kasları sürekli çalıştırır. Bu da enerjimizin sömürülmesine yol açar. Kısa mesafe de olsa uzun mesafe de olsa durum böyledir. Sadece değişen yorgunluğun süresidir.
Buna benzer bir örnek verecek olursam ayakta dümdüz dikilmek aslında yürümekten daha fazla yorucu ve enerji tüketicidir. Toplu taşımayı kullananlar bunun ne demek olduğunu daha iyi bilir.
Hatta bazen pişman oluruz ‘keşke yürüseydim belki de bu kadar yorulmazdım‘ bile deriz. Bunun nedeni aslında ayakta durmanın yürümekten daha fazla yorucu olmasından kaynaklıdır.
Trenlere bakacak olursak seyir halinde iken otomobiller kadar sık hızlanıp yavaşlamadıkları ve yön değiştirmediklerinden, gürültüyü ve titremeyi saymazsak araçlara göre bir tık daha az yorucudurlar.
Uçakta yolculuk yapmak da araç yolculuğuna benzer bir yorgunluk verir. Hatta uçak yolculuğu için saatler öncesinden havayoluna gitmek, işlemleri yapmak ve bir o kadarda oturarak uçağı beklemek daha yolculuk yapmadan yorulmamıza sebep olur.
Bir saatlik uçak yolu bir saat olmaktan çıkar. Buna stresi de dahil ederseniz, vücut yorgunluk katsayısı giderek hızla artar. Bu bilim alanında da kanıtlıdır.
Uçakla yolculukta yorgun olmamızın sebebi her şeyden önce bilmem kaç fit yukardasınız bu yukarıda olmanızdan ötürü vücudunuzda kendisini ona göre ayarlıyor olacak. Kabindeki basınç, yükseklik değişikliğine uyum sağlamayı biraz daha kolaylaştırsa da tabi normal koltukta oturuyor hissi asla vermez.
Havayolları, kabindeki solunabilir havanın bileşimini düzenleyerek kabindeki basıncı korur. Bu sebepten kabin havası %15 daha kurudur. İlginç bir şey daha söyleyeyim: uçakta iken aslında yemeklerin tatsız, tutsuz gelme sebebi de bundan kaynaklıdır diyebiliriz.
Uçak sırasında yaşanan gürültü, titreme, uğultular, türbülans vb. diğer titreşimler bizim doğal hareketlerimiz olmadığından ötürü vücudumuz uçakta iken sürekli kendini dengelemeye çalışır enerji sarf eder bu da uçuş sonrası yorgun bitkin olmanıza sebep olur.
Uçak, otobüs gibi alanlarda başka insanlarla iç içe olmanızda yine sizi gergin ve endişeli yapar. Bu da yorgunluk oluşturur. İnsanların Business Class’da uçmayı istemesinin sebebi bir nevi budur. Business Class’ın amacı kişinin kendini evinde hissetmesini sağlamaktır.
Tüm bu fiziksel yorgunluğun yanı sıra uzun mesafeli yolculuklar zihnimizi de bir hayli yorar. Kafamız şişmiş hissederiz. Başımız ağrır. Bunlar genelde zihinsel yorgunluğumuzun bedenimize yansımasıdır.
Seyahati bırakın seyahat sözü bile bazı insanları yormaya yeten bir kavram aslında. Çünkü seyahat öncesi bir mental hazırlık gerekirken aynı zamanda valiz, çanta hazırlığı vb. şeylerle o kadar meşgul oluruz ki daha yola çıkmadan yorgunluk üzerimize çöker aslında.
Son olarak tabii ki herkesin seyahatten etkilenmesi farklıdır. Bazıları için seyahat bir içe dönüş, kafa dinleme, kendiyle baş başa kalış olurken bazıları için ise meşakkatten, yorgunluktan başka bir şey değildir.
Peki siz seyahat etmekten hoşlanır mısınız?
Bu gönderi en son şu tarihte değiştirilmiştir %s = human-readable time difference 2:16 am
