Bilim

Yaralanmalarda Uyanık Kalmak Neden Önemlidir?

Herhangi bir kaza yaşanması durumunda, özellikle de kafa travmalarında şu sözü oldukça duyarız; 'Uyuma sakın, bilincini kaybetmemeye çalış'. Peki gerçekten uyanık kalmak önemli midir?

1998 Yapımı savaş temalı Er Ryan’ı kurtarmak filminde doktor Irwin Wade’in vurularak yere düştüğü sürükleyici bir sahne vardır. Arkadaşaları hızla onun etrafında toplanıyor ve ağır kanaması olduğu için onun uyanık olması konusunda sürekli uyarıyorlar.

Tıbbi bir tesise götürüleceği ve her şeyin yoluna gireceği konusunda ona güvence vererek, ne gerekiyorsa onu bilinçli tutmaya çalışırlar.

Birçok filme ve gerçek hayata da yansıyan bu sahne ağır yarası olan bir kişiyi uyanık tutmanın ne kadar önemli olduğuna ve bunu yapmamanın ne kadar ölümcül bir hata olabileceğine dair yaygın bir inanış doğuruyor.

Peki bu bilgi ne kadar doğru? Daha da önemlisi Neden Yaralı Kişilerin bilincinin açık kalması teşvik edilir?

Yaralanmalarda Uyanık Kalmak Önemli Mi?

Yaralanan kişilerin bilincinin açık kalması gerektiği fikri öncelikle tıbbi olmayan bir kavramdır. Başka bir deyişle, önemli bir bilimsel güvenilirliğe sahip değildir diyebilirim.

Gerginlik ve duyguları tetiklemenin sinematik önemi göz önüne alındığında karşında olan kişiye ‘Bırakma kendini, benimle kal’ demek kötü bir durumda olsa, duygusal bir sahne oluşturur.

Bununla beraber yaralanmaların değişiklik gösterdiği ve yaralı kişinin bilincini korumanın kontrolünün ötesinde bir durum olduğunu hatırlamak oldukça önemlidir. Bu duruma örnek olarak ciddi kan kaybından dolayı bilincini kaybeden kişi diyebiliriz.

Yaralı bir kişiyi uyanık tutmanın tıbbi açıdan faydalı olmadığı zamanlar olsa da bu tamamen avantaj sağlamadığı anlamına gelmiyor.

Yaralının bilincinin açıkta olması kurtarıcılar için bir güvence demektir. Yaralı kişi duyarlı olduğunda uyaranlara cevap verdiğinde ona yardım edenler hastanın hayatta olduğundan emin olurlar.

Üstelik uyanık bir hasta nasıl yaralandığına, hangi bölgelerinde ağrı olduğuna vb. önemli ayrıntıları paylaşabilir ve bu kurtarıcıların acil tedavi olarak ne yapmaları gerektiğine büyük oranda yardımcı olur.

İlgili Yazı

Basit ifadeyle iletişim kurabilen bilinci açık bir yaralı, yaralanmalarını özellikle de iç yaralanmalarını doktorun hazır bilgiye sahip olmadığı durumlarda açıklayabilir.

Bilinci yerinde olan hastanın özellikle konu solunum yolu olduğunda önemli bir avantajı vardır. Mağdurun bilinci açıksa ve konuşabiliyorsa solunum yolunda sıkıntı olabileceği şüphesi yok olur.

Ancak tam tersi bilinci kapalı hasta kazazedenin hava yoluna bir şey kaçmış olabilir, yada herhangi bir komplikasyondan kaçınmak için yaralanmanın yanı sıra dikkat edilmesi gereklidir.

Özellikle kafadakiler olmak üzere bazı yaralanmalar özellikle hastaya acil tıbbi müdahale yapılmazsa zamanla bilişsel yeteneklerde düşüşe yol açabilir.

Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında ‘Adın ne?’ gibi temel sorular sormak veya bugün hangi gün gibi sorularda bilişsel işlev değişikliklerini izlemek için kullanışlı bir araç sağlar.

Son olarak bilincin korunması mağdurun zorlu ve soğuk ortamlarda mahsur kalabileceği ölüm kalım hallerinde önemli bir fark oluşturur.

Yaralı bir kişi uyanık kalırsa vücudunun hareket etmesine de yardımcı olabilir. Böylece hayatta kalmak için kritik olabilecek vücut ısısı üretilebilir.

Bununla beraber kişi eğer bilincini kaybederse ya da uykuya dalarsa hayatta kalma şansı daha aza iner. Özellikle de kurtarılmaları uzun sürecek bir durumla karşı karşıya kalınırsa..

Bu gönderi en son şu tarihte değiştirilmiştir %s = human-readable time difference 1:03 am

Rüveyda Koç
Share
Yazar:
Rüveyda Koç