Evcil hayvanlarımızın gözlerinin bakıp “Acaba şu an ne hissediyor?” diye düşündüğümüz zamanlar oluyor… İşte, çok da uzak olmayan bir gelecekte gerçekten böyle bir şey mümkün olabilir. Çünkü bilim dünyası artık sadece insanlar arası iletişimi değil, insan ve hayvan iletişimini de masaya yatırmış durumda. Hem de yapay zekayla!
Bugün İngiltere’deki London School of Economics (LSE) bünyesinde kurulan Jeremy Coller Centre for Animal Sentience isimli araştırma merkezinden bir bilgi geldi. Bu merkez, adından da anlaşılacağı gibi, hayvanların duygu ve bilinç düzeylerini anlamaya çalışıyor. Ama olay bununla da kalmıyor—yapay zeka bu işin içinde.
AI artık miyavları ve havlamaları “anlamaya” mı çalışacak?
Araştırmacıların hedefi şu: Yapay zekâyı kullanarak köpeklerin, kedilerin hatta belki ileride papağanların veya tavşanların bile seslerini, yüz ifadelerini, beden dillerini analiz etmek ve bunlardan yola çıkarak onların duygusal durumlarını ya da isteklerini anlamaya çalışmak.
Bu, kulağa biraz uçuk gibi geliyor olabilir ama aslında zemin oldukça sağlam gözüküyor. Son yıllarda geliştirilen yapay zekâ modelleri, artık sadece metin ya da görüntü değil, ses tonlarından duygu analizine kadar birçok karmaşık yapıyı çözümleyebiliyor. Ve bu yetenek şimdi evcil dostlarımızın dünyasına çevrilmek üzere.
Peki bu ne işe yarayacak?
İşte tüm bu sorular, gelecekte AI destekli cihazlar veya uygulamalar sayesinde anında cevaplanabilecek. Bu da hem veterinerlik alanında devrim oluşturabilir hem de hayvanseverler için bambaşka bir deneyim sunabilir.
Şimdilik bu projeler araştırma aşamasında. Ama merkez yöneticileri, önümüzdeki birkaç yıl içinde hem bilimsel hem de teknolojik ilerlemelerle bu fikri somut araçlara dönüştürmeyi hedefliyor. Belki yakında, telefonumuza indireceğimiz bir uygulamayla evcil hayvanımızla “konuşabileceğiz”. Tam olarak kelimelerle olmasa da, duygularla iletişim mümkün olacak gibi görünüyor.