James Webb Uzay Teleskobu, yani bildiğimiz kadarıyla şu anda en gelişmiş teleskop, evrenin çok çok eski zamanlarına baktı. Bilim insanları, teleskobun çektiği derin uzay görüntülerinde tam tamına 300 tane garip ve parlak nesne tespit ettiler.
İşin ilginç tarafı, bu nesneler beklediğimizden çok daha parlaklar ve yapısal olarak oldukça olgun görünüyorlar. Yani galaksilerin oluşma süreciyle ilgili bildiklerimizi biraz sarsacak cinsten bir şey.
Şimdi şöyle düşünebiliriz: Normalde evrenin erken döneminde galaksiler yavaş yavaş oluşur ve zamanla olgunlaşır. Ama bu parlak nesneler, adeta ‘ben buradayım, hızlıca oluştum’ diyor gibi ışıldıyor.
Bu da bilim insanlarını düşündürmüş; acaba galaksiler, düşündüğümüzden çok daha hızlı mı büyümüş? Yoksa gözlemlediğimiz ışık ve parlaklık bir başka etkenin sonucu mu?
İşte tam da bu yüzden daha fazla araştırma ve gözlem yapılması gerekiyor.
Araştırmacılar bu nesneleri tespit ederken ‘dropout’ denilen özel bir yöntemi kullanmışlar. Bu yöntem, galaksilerin ışığının belirli dalga boylarında kaybolmasını izleyerek, uzak galaksileri daha yakındaki diğer nesnelerden ayırmayı sağlıyor.
Yani bir nevi, teleskobun bakış açısını filtreleyerek ‘uzaktaki hangi nesneler galaksi olabilir’ sorusuna cevap arıyor. Ama hala kesin bir doğrulama için daha fazla veri gerekiyor.
Bu keşif sadece bilim insanları için heyecan verici değil; evrenin ilk dönemlerini, galaksilerin nasıl ve ne hızda oluştuğunu anlamamız açısından da kritik bir öneme sahip.
Eğer bu nesnelerin gerçekten galaksi olduğu doğrulanırsa, evrenin gençliğinde galaksilerin düşündüğümüzden daha hızlı ve yoğun bir şekilde oluştuğunu görebileceğiz.
