Sherlock’un hafıza sarayı olarak meşhur olan ancak Yunanlılar tarafından bulunan bu teknikte Sherlock ne alaka diyebilirsiniz. Sherlock dizisinin 2. sezonun 2. bölümü olan Baskerville Tazıları’nda Sherlock hafıza sarayını nasıl yaptığını bu tekniğin nasıl olduğunu anlatıyor.
Aslında çok da popüler olmayan bu teknik, diziden sonra meşhur oluyor. Hatta söz edilirken bile Sherlock’un hafıza sarayı diye bahsediliyor.
“Zihin sarayıma gitmem gerek!”
Diziyi izleyenlerde acaba böyle bir şey var mı? yapılabilir mi, diyerek araştırmaya başlıyorlar ve gerçekten var olan bir teknik olduğunun sonucuna varıyorlar.
Sherlock’un arkadaşı Watson yanındakine Sherleck’un ne yaptığını şöyle anlatır:
” Hafıza sarayı, bir tür zihinsel harita olan hafıza tekniği. Konumun olduğu bir harita çiziyorsunuz (gerçek bir yer olmasına gerek yok) ve sonra oraya anılar bırakıyorsunuz ve teorik olarak hiçbir şeyi asla unutamıyorsunuz. Tek yapmanız gereken oraya geri dönmenin yolunu bulmak.”
Sherlock’da Hafıza Sarayı ile alakalı bölümler: The Abominable Bride (2016 özel bölümü) The Hounds of Baskerville (2. sezon, 2. bölüm), ve His Last Vow (3. sezon, 3. bölüm).
Hafıza Tekniği, Hafıza Sarayı nedir?
Hafıza sarayı adı verilen bu teknik aslında çok eski zamanlara dayanıyor bu ismi almasının sebebi; insanın unutmak istemediği, her zaman hatırında tutmasını istediği bilgileri hayali bir sarayın içindeki yerlere yerleştirme yöntemi olduğundan bu isim verilmiş. Aslında kısaca bir ezberleme yöntemi.
Saray dediğimiz şey istediğiniz herhangi bir yapı, eviniz, odanız, beyaz saray bile olabilir. Hatta bir bilgisayar oyunu veya kendinizin hayalinizde oluşturmuş olduğu bir sahne bile olabilir.
Hafıza Sarayı Nereden Geliyor?
Bu teknik tarih öncesi avcı ve toplayıcı zamanlardan itibaren var olan ve Antik Romalıların ve Yunanlıların kullanmış olduğu tekniktir.
Bildiğiniz üzere eski çağlarda kağıt kalem gibi bilginin önünde olmasını sağlayan araçlar bulunmuyordu. Bulunsa bile maliyeti çok fazlaydı. İnsanlar daha basit bir yöntem seçtiler ve zihinlerini bir kağıt gibi kullandılar.
Başka bir rivayette şöyle:
Efsaneye göre, Yunan bir şair olan Simonides of Ceos, kötü biten bir ziyafete katıldıktan sonra bu tekniği icat etti. Simonides, iki genç adamla buluşmak için dışarı çıktı.
Ancak dışarı çıktığında, genç adamlar orada değildi ve salonun arkasında çökmüştü. Diğer ziyafet katılımcıları, kalıntılarının teşhis edilebilmesi için çöküş nedeniyle çok kötü bir şekilde ezilmiş olsalar da, Simonides salonda oturdukları yere göre her bir cesedin yanına bir isim koyabildi.
Konuma göre hatırlama yeteneği, hafıza tiyatrosu olarak da bilinen loci yöntemi, hafıza sarayı ve zihin sarayı haline geldi.
Günümüzde bu teknik öğrenciler, profesörler, hafıza şampiyonları gibi bilgiyi hızla ezberlemek isteyen insanlar tarafından kullanılıyor.
Hafıza Sarayını Nasıl Yaparız?
Hafıza sarayını istediğiniz her yerde yapabilirsiniz ancak bildiğiniz yerlerde yapmak daha kolay bir yöntemdir. Örneğin: Eviniz, iş yeriniz, okulunuz, aşina olduğunuz bir yer olabilir.
Aşina olduğunuz yerleri seçmek beyninizin hafıza sarayı oluşturmasına daha da yardımcı olur.
Hafıza tekniğinin özü şöyle çalışır bilgiyi resim formatına çevirmek ve hayalin yardımıyla o resmi beyine göndermektir.
1.Öncelikle bir yer belirliyorsunuz. Diyelim odanızı saray olarak seçtiniz.
1.Yatağım
2. Dolabım
3. Çalışma masası
4. Duvardaki resim
Bu şekilde odadaki belli başlı şeyleri seçiyoruz bunların sıralaması önemli.
2.Ezberlemek istediğiniz şeyleri bu alanlara yerleştirmeye çalışın. Bunu hikayeleştirerek, abartarak yapmak hafızanızda daha canlı ve kalıcı kalmasına yardımcı olur.
Mesela ‘Uyumak beyini geliştiren bir araçtır.’ kelimesini odaya yerleştirelim.
1.Yatak: Mesela yatağınızda uzun uzun rüyalar gördüğünüzü hayal etmek. Bunu bu alana yerleştiriyoruz.
2 Dolap: Beyni dolabın içerisine koyuyoruz ve sanki dolapta halter kaldıran bir beyin varmış gibi hayal ediyoruz. Örneklendirmeleri değiştirebilir, hayal gücünüzü daha fazla kullanabilirsiniz.
Yöntem bu şekilde ilerliyor. İlla her kelimeyi bir alana yerleştirmenize gerek yok anahtar, hatırlatıcı kelimeleri koymanız yeterlidir.
Bu hafıza sarayını şu yöntemle de yapabilirsiniz:
Bilgiyi resme çevirmek için anahtar kelime bulmak önemlidir. Anahtar kelimeler bize cümleyi ya da manayı genel itibarıyla hatırlatan şeylerdir.
Gelin birde şu örneğe bakalım.
Yarın hava yağmurlu. Yağmur kelimesi ile birlikte kafamda oluşan şey ‘Yağmur yüklü bulut’. Yarın kelimesi ile kodladığım şey ise bir takvim. Takvimden yarını kodlamış oluyorum. Ya da bir çalar saat de olabilir çalar saatte birlikte yarına uyanmış oluruz.
Şimdi bilgiyi resim formatına çeviriyoruz.
Çalar saatimizi aldık. Yağmur yüklü bulutun üstüne koyduk. Bunu hayal ederek yapıyoruz. Hayalimdeki resimde büyük bir bulut ve onun kadar büyüklükte bir çalar saat var. Kafamızdaki resimlerde abartı her zaman güzeldir.
Benim Bu oluşturduğum resmi kaybetmemem gerekiyor kaybetmemek için resmi bir askıya asmalıyım. Mesela şu an önünüzde masa olabilir bilgisayar masası bilgisayar masasının üstünde büyük bir bulut ve üzerinde yine büyük bir çalar saat olduğunu görün.
Ve size 1. cümle neydi diye sorulduğu zaman aklınıza ilk olarak o önünüzde kurduğunuz çizmiş olduğunuz bulut ve çalar saati görmelisiniz. Yani cümlenin resim hali önünüze gelecek.
Resmi gördükten sonra resim bir bilgiye dönecek, yarın hava yağmurlu gibi.
Aynı ChatGPT ya da yapay zekaların resmi dönüştürmesi gibi düşünebilirsiniz bu sarayı da. Bilgiyi alıyorsunuz ve resme çeviriyorsunuz.
Bütün düşüncelerde bütün cümlelerde bu sistemi uygulayarak resme dönüştürmeniz gerekir ve bilgi resme çevrilir.
Hafıza tekniklerinde en önemli olan şey budur bilgi resme çevrilir ve çok kalıcı bir yöntemdir.
Size birisi bir şey anlattığı zaman bu bir bilgi de olabilir herhangi bir şey de olabilir o bir resimle desteklenmezse eğer, o zaman akılda kalıcılık azalır. İnsan işittiğini değil gördüğünü ezberleyen varlıktır.
Mesela yıllar öncesinde görmüş olduğunuz bir kazayı isteseniz de unutamazsınız işte bu hafıza tekniğinde de bilgiyi beyine resimsel olarak göndermek vardır.
Mesela şu an elinizde bir defter olduğunu düşünün. Gözünüz beyninize o defterin resmini gönderdi. Ama burada önemli bir nokta vardır Bizim beynimizin büyük bir zaafı var beyin gördüğünü iletir ancak gördüğünün hayalden mi yoksa gözden mi olduğunu bunu ayırt edemez.
Hayali, göz netliğinde olduğundan dolayı o resmi gerçekten varmış gibi görür. Yani
hayalimiz de beynimizi kandırmış oluruz.
Mesela ezberlemek istediğiniz bir şey varsa bu bir proje ödevi de olabilir ders notları olabilir vs., ezberlemek istediğiniz sayfadaki bütün anahtar kelimeleri çıkarıp onların resimlerini oluşturup daha sonra bu resimleri hayalinizde belki net olamayabilir diye animasyona dökebilir sonra da bilgileri bu sefer daha net bir şekilde yüklemeye başlayabilirsiniz.
Tabii bu işler uzmanlar tarafından daha teknik şekilde yaptırılıyor onu da söylemek istiyorum. Teknikten kastım yani isterseniz bir sayfalık bir kitabı ezberlemek isteyin size usulünü göstererek kolay bir şekilde ezberletebiliyorlar.
İstediğiniz dili istediğiniz şekilde öğrenebilirsiniz bu teknikler sayesinde.
Fotografik Hafıza
İnsanda fotografik hafıza vardır insan gördüğünü resmini çizebilir. Bunu bazı insanlar daha kolay şekilde yapabilirler çünkü onlar da bu yetenek çalışmadan, üst seviyede olabiliyor. Allah vergisi diyebiliriz. Ancak normal bir insan bu seviyeye gelebilir mi, evet gelebilir.
Bir sayfaya baktı mı o sayfayı direkt ezberleyen insanlar var. Ancak bizlerdeki sorun bir yere baktığımız zaman, bir sayfaya baktığımızda o sayfanın kelimelerinin resmini çekemiyoruz. çekemediğimizden dolayı mana resmini çekiyoruz.
Bu hafıza tekniği ile görsel hafızamız gelişmiş oluyor.
Hafızamızın Sınırı Nedir?
Hafızamızı gereksiz bilgilerle doldursak da hafızamızın bir sınırı var mıdır?
Bilim adamları şunları söyler:
Bir insan yüz sene yaşasa, yemese, yatmazsa, uyumasa her saniye beynine 10 bilgi gönderse ve 100 sene yaşasa, 100 sene sonra daha hafızasının yarısı bile dolmamış olur.
Yani hard disk bu kadar geniş.
Beyni dolduramazsınız. Ama gereksiz şeylerden, çöp bilgilerden uzak durmak elbette güzeldir.
Alzheimer Hastalığından Korunmak
Alzheimer hastalığı günümüzde artık git gide daha fazla yayılıyor ve yaş sınırı da epey düşmüş durumda. Bu hastalıktan korunabilmek için olduğunuz yaşlardan itibaren hafızayı canlı tutmak önem arz ediyor.
Alzheimer’dan Korunmak için tavsiye edilen yöntemler:
- Hafızayı canlı tutmak yani bir şeyleri ezberlemeye çalışmak.
- Bulmaca çözmek.
- Zeka yorucu zekayı çalıştırıcı işler yapmak.
- Dil öğrenmek çok büyük bir etkendir.
Şunu da belirteyim önceden ezber yapabilmek bazı şeyleri hafızada tutabilmek daha kolaydı.
Bunun sebebi insanı meşgul edecek şeylerin en az seviyede olmasıydı. Az eşya, az materyal, teknolojinin olmayışı, düzenli uyumak, düzenli kalkmak gibi sebepler hafızanın çok dinamik olmasını sağlardı.
Ancak bu zamanda sosyal medya gibi teknoloji gibi büyük mecralar olduğu için ve insanlar da sürekli bunlarla meşgul olduğu için kafaları çok dolu oluyor.
Gerekli, gereksiz her şeyi gözümüze kulağımıza beynimize yüklüyoruz. Bunlar da zekamızı, öğrenme seviyemizi, hafızamızı büyük oranda etkiliyor.
Eski zamanlardaki ve şimdiki zaman insanlarının en büyük farklarından birisi de bu.