Son günlerde gökyüzünde bir hareketlilik var. Hem görsel şölen sunan Kuzey Işıkları, hem de teknoloji sistemlerine ufak ufak kafa karışıklığı oluşturan güneş fırtınaları yeniden sahneye çıkıyor. Güneş, tam da döngüsünün en hareketli zamanlarına girdi ve bu durum yalnızca uzay meraklılarını değil, teknolojinin kalbine kadar dokunan herkesi ilgilendiriyor.
Havalarda İstanbul’da fazlasıyla sıcak olmaya başladı. Şuan Türkiye için epey aktif zaten 🙂
Güneş, her 11 yılda bir yoğun bir aktivite dönemine giriyor ve şu an tam da o zirveye tırmandığı dönemdeyiz aslında. Bilim insanları bu döneme “güneş maksimumu” diyor. Bu süreçte güneşin yüzeyinde devasa patlamalar, yani güneş lekeleri ve koronal delikler oluşuyor.
Bu delikler, uzaya doğru hızlı parçacıklar salıyor ve işte bu parçacıklar Dünya’ya ulaştığında aurora (Kuzey Işıkları) gibi etkileyici doğa olaylarına yol açıyor. Oldukça etkileyici değil mi?
ABD’nin kuzeyinde, özellikle Alaska, Montana ve Michigan gibi bölgelerde gökyüzünü izleyecekler şanslı. 22 ve 23 Temmuz geceleri, ışıklar adeta büyüleyecek.
Türkiye’de bu olay çıplak gözle maalesef görünmüyor, ama etkilerini teknoloji alanında hissedebiliyoruz.
Bu güneş aktiviteleri, sadece gökyüzü şovu sunmakla kalmıyor; aynı zamanda teknolojik sistemleri de zorlayabiliyor. Olası etkileri şunlar:
Henüz bu seviyede büyük çaplı bir kesinti yaşanmadı. Ama NOAA (ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi), 24 Temmuz’a kadar orta şiddetli jeomanyetik fırtına uyarısı yaptı. Yani dikkatli olmakta fayda var gibi.
Uzay gözlemcileri, bu yazın oldukça yoğun geçeceğini söylüyor. Güneş döngüsünün zirve noktası olan bu aylarda, X-sınıfı güneş patlamaları gibi büyük olaylar yaşanması da muhtemel. Bu da hem daha güçlü aurora şovları hem de daha fazla teknolojik hassasiyet oluşabileceğini gösteriyor.