Stres artık bizden bir parça haline geldi. Yaşam gitgide insanlar için zorlayıcı ve stresli. Bu duruma her ne kadar alışıyor gibi olsak da aslında stres bizi hasta edebilecek kadar büyük bir durum.
Sinirli, yorgun veya düzenli baş ağrılarınız mı var? Her hafta soğuk algınlığına mı yakalanıyorsunuz? Yoksa sürekli bağırsak sorunları mı yaşıyorsunuz? Omuz yada sırt ağrıları sizi rahatsız mı ediyor? Bunlar yetmezmiş gibi her gün yeni bir sivilceye merhaba mı diyorsunuz?
Eğer bu soruların çoğuna cevabınız evet ise maalesef stresli bir insan olmanız muhtemel görünüyor.
DSO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) tanımıyla stres, zor bir durumun neden olduğu endişe veya zihinsel gerginlik halidir. Peki endişe ya da zihinsel gerginlik hali nasıl oluyor da mide sorunlarına hatta cilt sorunlarına bile neden olabiliyor.
Sınav stresi vücudunuzun içini ve çalışkan hücrelerinizi nasıl etkiler. Burada stres hormonu yani namı diğer kortizol devreye giriyor. Hipotalamus- hipofiz-adrenal eksen veya HPA ekseni etkinleştirildiğinde vücudunuz kortizol salgılar.
HPA ekseni şu şekilde çalışır: Yaklaşan bir sınav stresi, evlilik stresi, yetiştirilmesi geren tez konuları, kalan sınavları nasıl geçeceğim düşünceleri yahut bu ay kirayı nasıl ödeyeceğim gibi strese girdiğiniz zaman vücudunuzda bununla beraber bir tepkimeye girer.
Sinir sisteminiz bu gibi durumlarda savaş ya da kaç tepkisini başlatacak ve adrenal bezleriniz adrenalin salgılayarak size adrenalin artışı sağlayacak.
Stres eğer birkaç saatten fazla sürmüşse beyninizin tehlikeyi algılayan amigdala kısmı, beynin hipotalamus adı verilen başka bir bölümünü uyaracaktır. Bunlarda bir dizi hormonun salınmasına neden olacaktır. Kısaca olay bundan ibaret.
Hipotalamus yine beyinde bulunan hipofiz bezine kan dolaşımı yoluyla böbreklerin üzerindeki adrenal bezlere giden ve bu bezlere kortizolün kana salınmasını söyleyen başka bir hormonu salgılaması için sinyal veren bir hormon salgılar.
Kortizol aynı zamanda çok egzersiz yaparsanız yahut kapasitenizin çok üzerinde çalıştığınız zamanda salgılanır. Böylece hem bedeniniz hem de beyniniz stresli hale gelir.
Kortizol ve adrenalin birlikte stres hissini doğurur ve aslında her organı etkiler. Yeterli oksijen alabilmeniz için kan basıncını arttırırlar. Kortizol vücudunuza özelliklede kaslarınıza ve beyninize hücrelerinizin enerji alabileceği ekstra glikoz ve yağların kullanılmasını sağlar.
Ekstra enerjiyle birlikte tezinizi son teslim tarihinize kadar teslim edebilirsiniz. Stres vücüdunuz da hastalıklara da neden olur ancak aynı zamanda sistem tarafından da yönetilebilirler. Kortizol akut strese bir yanıt olarak bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Böylece bir patojene karşı savunma yapabilir veya yara varsa iyileşmesine neden olabilir.
Sağlıklı bir yaşamımız olabilmesi için kortizole mutlaka ihtiyacımız vardır.
Pek çok organın işleyişi bir dereceye kadar kortizole bağlıdır. Gün içinde aktif olabilmeniz için kortizole ihtiyacınız vardır. Bu oran gün içinde yükseliş ve artış gösterebilir. Mesela sabah uyanmanıza sebep olur gece yatma zamanın gelince daha düşük olur. Ancak evrendeki her şeyde olduğu gibi bu kortizol oranında da denge önemlidir.
Anlık stres elinizdeki işi tamamlayabilmenizi sağlayan faydalı bir araç da olabilir. Günlerce uyumamanızı sağlayan, neredeyse hasta eden başınızı ağrıtan faydasız bir araç da olabilir.
Tıpta kronik stres kavramı vardır. Bu kavram insanların sürekli endişe duyduğu şeylerden ortaya çıkan bir kavramdır. Mesela savaş, işsizlik,yaşam kaygısı, borç gibi..
Böyle bir durumda HPA ekseninizin sürekli aktivasyonu ve artan kortizol seviyeleri vücudun normal işleyişini bozabilir.
Sürekli kortizol seviyelerinin yüksek olması insülinin vücutta çalışma şeklini engelleyebilir.
Kortizol kanınızdaki şeker miktarını yükselterek daha yüksek kan şekeri seviyelerine sahip olmanızı sağlar.
İnsülin daha sonra hücrelerin glikozu sonra kullanmak üzere depolamasını sağlayarak kan şekeri seviyesini azaltır. Kortizol kaynaklı yüksek kan şekeri seviyeleri uzun süre devam ederse insülinin işini yapması engellenir. Sonunda hücrelerinizin şeker ve yağ kullanma şeklini bozarak tip 2 diyabete yol açabilir.
Aynı zamanda kilo almanızın nedeni de kortizol olabilir. Maalesef üzücü bir haber ancak kronik stres vücudun yağ depolama şeklini etkilediğine dair kanıtlar var.
Yapılan bir deneyde 2.536 erkek ve kadında saç kortizol seviyeleri ölçüldü. Bu obezite vakalarıyla ilişkilendirildi. Çalışma kronik stres düzeylerinin obezite ile yakından ilişkili olduğu öğrenildi.
Kortizolün başka yol açtığı şey de kilonuzu başka bir şekilde etkilemesi de yeme şeklinizin değişmesidir. Yorgun, uzun ve zor bir günün ardından abur cubur, hamburger tarzı sağlıksız besinler tüketiminde de artış oluyor. Bilim buna rahatlatıcı yiyecek hipotezi diyor.
İlk olarak kortizol kan şekerinizin düşmesine neden olan insülin seviyelerini kontrol ederken bir yanda da bu tatlı veya kalori açısından zengin yiyecekler istemenize neden olur.
İkinci olarak daha yüksek kortizol seviyeleri amigdalayı aktif hale getirir ve bu da sizi zevkli veya zorlayıcı aktiviteler yapmaya yönlendirir.
Abur cubur yemek çoğu insan için yaygın olan suçluluk duygusudur. Sonuçta yükselen kortizol yağ birikintilerinin karın bölgesinde birikmesine neden olur. Dolayısıyla göbek bölgesinde oluşsan yağ vücudunuzdaki aşırı stresin bir sonucu olabilir.
Stresli geçen bir sınav haftasının ardından hastalandıysanız, kortizolün bağışıklık sistemini etkilediğini söyleyebiliriz. Uzun ve sürekli stres sırasında kortizol bazı bağışıklık hücrelerinin bir patojenle özellikle de virüsle mücadele edebilmesi için bölünmesini engeller. Soğuk algınlığına yol açan şey bu olabilir.
Kortizol aynı zamanda vücudunuzdaki iltihaplanma denilen hali de arttırır. Vücudunuz kırmızılaşır şişer veya doku iltihaplanması gibi acımaya başlar. Bu bağışıklık sisteminin sonucudur. Ancak uzun süreli iltihaplanma kötüdür.
Vücut hücrelerinin iyileşebilmesini ve yenilenmesini engeller. Bu vücutta özellikle de bağırsağınızın iç tabakasının iltihaplandığı ve yemekleri sindirme sorunlarının oluştuğunun habercisi olur. Buna ek olarak bağırsak bakterilerinin sağlığı da olumsuz etkilenir.
Stres beynimizin işleyişini de doğrudan etkiler. Kronik stres beyninizin bağlantılarını yeniden düzenleyebilir hatta eski bağlantılarını bile ortadan kaldırabilir. Bu özellikle olayları nasıl hatırladığınızı etkiler, beyninizin uzun süreli hafızayı oluşturan kısmının yani hippocampus’un uzun süreli stres ve baskı altında küçüldüğüne dair kanıtlar da mevcuttur.
Hafızanın ötesinde çeşitli stres hormanları ve iltihaplanma beynin işleyişini bozabilir. Bu ruh hali bilgi ve beyin sağlığı üzerinde büyük bir etkiye yol açabilir. Aynı zamanda konsantrasyon karar verme ve sosyal yaşamımızı da etkiler.
Kortizol uykuyu da büyük ölçüde etkiler. Düzensiz miktarda kortizol, zayıf uykuya neden olabilir ve bu uykusuzluk hali de beyin sağlığını büyük ölçüde etkiler. Bunların hepsi kronik stresi gelişen, depresyon, anksiyete, bağımlılıklar ve bazı insanlarda alzheimer hastalığı riskinin artmasıyla ilişkilendirilir.
Peki her şey bu kadar kötü mü ? Elbette hayır.
Sizi strese sokan şeyi ortadan kaldıramasanız bile ona farklı tepki vermeyi öğrenebilirsiniz. Stres sizi yönetmesin siz stresinizi fayda sağlayacak şekilde yönetebilirsiniz.
Keyif aldığınız işleri yapmaya çalışın, kendinize zaman ayırın, egzersiz yapın. Nefesinizi yavaşlatmaya çalışın. Bu gibi aktivitelerin kortizol ve stresi azalttığına dair birçok çalışma vardır.
Başka bir stresle başa çıkma yolu da stres oluşturan kişiyle olan ilişkinizi değiştirmek, sizi strese sokan şeyin ne olduğuna bakmak ve ona bakış açınızı değiştirmeye çalışmak stresin üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır.
İleri seviyede stres sıkıntınız varsa bir danışmandan yardım almanız, işlerin daha çabuk yoluna girmesine sebep olabilir.
Günün her saati stresli olmak normal bir hal ve durum değildir. Herkes stresli hissedebilir ancak bu tüm güne ve hatta tüm zamana yayılan bir şey haline gelirse o zaman zararın boyutu büyümüş olur.
Son olarak toparlayacak olursam; Hayatımız inişli çıkışlıdır. Her zaman aynı konumda olamayabiliriz. Bazen üzücü hadiseler ile karşılaşabilir, bazen keyifle içeceğimizi içerek işimize odaklanabilir bazen de yetişmemiz gereken bir toplantıya kendimizi koşarken bulabiliriz.
Genel bir koşturmaca halindeyiz. Ancak her ne yaşarsak yaşayalım bu durumu kendimize mal etmemeli kendi üstümüze baskıcı halde gitmemeliyiz. Stres insanın kendisinin oluşturduğu bir haldir. Bazen güzel işlerin ortaya çıkmasına sebep olsa da genel manada stres hayatımızda sağlığımızı etkileyebilecek kadar önemli bir konumdadır.
Stresi yönetebilmek istiyorsak eğer önce kendimizi tam manasıyla kontrol edebildiğimizden emin olmalı ve kendinize tam manasıyla güvenmelisiniz.