Bir kaplumbağayı kabuğu olmadan hayal edebiliyor musunuz?
Kaplumbağaların kabukları hayatta kalmaları için çok önemlidir. Onları karadaki olası zararlardan korur.
Kaplumbağaların çoğu, onları hava koşullarından ve yırtıcı hayvanlardan koruyan, kemik kadar kemer şeklinde devasa bir kabuk taşır. Deniz kaplumbağaları, yüzmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış şık ve daha az kıvrımlı bir kabuğa sahiplerdir.
Araştırmalar kaplumbağaların kabuklarının sadece korunmak için değil de yuva kazmalarını da geliştirmek için olduğunu da gösteriyor.
Kaplumbağalarının gövdelerinin geniş olması bu eski hayvanların kumda pençeleriyle ilerlemeleri için gerekli desteği sağlar.
Hatta bu adaptasyonun, kaplumbağa atalarının kitlesel yok olma döneminde karadan denize kaçmalarını sağlayan şey olduğu bilimsel açıdan kanıtlandı.
Bir zamanlar atalarının yaşam mücadelesini kazanmasına yardımcı olan genişlemiş kaburgalar artık kaplumbağalar için koruyucu bir kalkan görevi görmekte.
Kaplumbağalar Kabukları Olmadan Yaşayabilir Mi?
İnsanı hastalıklardan, çeşitli rahatsızlıklardan koruyan şey bağışıklık sistemidir. Eğer bir tehlike ile karşı karşıya kalırsak bağışıklık sistemimiz devreye girerek bizi korumaya başlar.
Aynı bunun gibi kaplumbağaların da olası tehlikelerden korunması için kabukları vardır. Bunu bağışıklık sistemi olarak düşünebiliriz.
Eğer kaplumbağaların kabukları olmazsa ne kendilerini koruyabilir ne de yiyecek avlayabilirler. Böyle bir şeyde mümkün değildir zaten, çünkü kaplumbağaların kabukları vücutlarının bir parçasıdır.
Kaplumbağaların kabukları olmadan yaşaması düşünülmez.
Kaplumbağa resimlerine dikkatle bakarsanız anlayabilirsiniz, kabuğun ortada kalan derisi ile bir bağlantısı da vardır.
İskeletlerine baktığımızda kabuklarının, kaplumbağanın omurgasının bir parçası olduğunu görürüz.
Biz kaplumbağaları uzun yıllar yaşamalarından biliriz. Bu demek oluyor ki bu kadar uzun müddet yaşamalarının altındaki sebep onları her tehlikeden koruyabilen kalın kabukları..
İnsanlar genelde kaplumbağa kabuğunu sadece bir kaplumbağa kabuğu olarak düşünür.
Sırtlarında bir kubbe vardır bu kabuk iki parçadan oluşur ve omurgalı hayvan türlerine nazaran 50 den fazla kemik yapısından oluşur.
Carapace kaplumbağanın kaburgalarını ve omurgalarını içeren kubbeli üst kabuktur.
Plastron ise alt kabuğu kaplayan göbektir. Köprücük kemiğine eş değerken aynı zamanda kendisine bağlı birkaç kaburga da içerir.
Sırta benzer bir kemik eklemi bu iki kabuk bölümünü birbirine bağlar ve kaplumbağanın kabuğundan geri çekilmesini ve dışarı çıkmasını sağlar.
Kabuğu vücutlarından ayırmak imkansızdır. Her kabuk mükemmel ve benzersiz bir uyum sağlarlar.
Ayrıca bu canlılar ekstra bir savunma katmanı sağlayan ve karakteristiklerine katkıda bulunan keratin bazlı kayıklara sahiptir. Yani düz bir kabuk değil sadece..
Kabuk desenleri ilginç şekilde kepçeler yerine kösele gibi bir cilde sahiptir.
Bu canlılar olgunlaştıkça kabukları vücutlarına orantılı olarak genişler, yavruların kabukları daha yumuşak olsa bile kepçeler üs üste gelip büyüdükçe yine ihtiyaç duyulan korumayı yavaş da olsa sağlar.
Yılan kurbağa ve ıstakoz gibi bazı sürüngenlerin aksine kabuk sertleşerek daha sağlam hale gelir. Kaplumbağalar iskelet sistemleriyle aynı büyüme hızına sahip olduklarından dış katmanları dökülmez.
Kalsiyum eksikliği ya da D vitamini eksikliği, uygun şart ve ortamlarda yaşayamamaları onların gelişimini kötü etkiler ve kabuklarının dökülmesine zarar görmesine neden olur. Bunu insanda oluşan şiddetli eklem ağrılarına benzetebiliriz.
Kemiğin canlı bir doku olduğunu göze alırsak herhangi bir yapısal bozukluk, kaplumbağaları, hastalıklara, viral enfeksiyonlara, mantara maruz bırakır ve sağlığını da ciddi şekilde tehlikeye atar.
Sözün özü: Kaplumbağaların kabukları sadece onların evleri olmakla kalmayıp, aslında onların savunma merkezleridir ve bedenlerinden ayrılmayan parçalarıdır.
Kabuklar, kaplumbağaları Hem görünen hem de görünmeyen (hastalık vb.) düşmanlardan korur.