Bilimkurgu filmlerine sürekli konu olan şeylerden birisi; ışınlanmak.. Bir şehirden başka bir ülkeye gitmek fikri her zaman insanları heyecanlandırır. Peki ışınlanmak sadece bir kurgu mu yoksa olabilir mi?
Bir kitap radyo dalgasına dönüşüp daha sonra binaların içinden geçip tekrar eski haline dönebilir mi? Bunları baz aldığımızda aklımıza tabili şu soruda gelebiliyor; İnsanlar ışınlanacak mı?
Teknik olarak evet ışınlanmak mümkün. Ancak bu nasıl ve ne şekilde olacak..
Aslında burada bir gizli mesele de var kitabın kendisi radyo dalgalarıyla birlikte iletilmez, ancak onunla ilgili bilgiler gönderilebilir. Işınlanmayı tam olarak anlayabilmek için kuantum fiziğini de anlamak gerekiyor.
Işınlanma işlemi oldukça gerçektir. Ancak bilimkurguda görülen türden değildir. Gerçek hayattaki ışınlanma, evreni oluşturan fotonların, elektronların ve diğer minik parçacıkların garip davranışlarını tanımlayan bir dizi kural olan kuantum fiziğinin prensipleri kullanılır.
Kuantum dünyasında, evrenin düzenli kuralları yoktur. Parçacıklar bazen katı kümeler gibi, bazen de dalgalar gibi davranabilir.
Kuantum dünyasındaki en garip olgulardan biri kuantum dolanıklığı olarak adlandırılır. İki parçacık “dolanık” olduğunda, bu onların birbirlerinin etrafında büküldükleri anlamına gelmez. Bunun yerine, birinin eylemlerinin diğerinin eylemlerini etkilediği anlamına gelir.
Laboratuvarda bilim insanları iki parçacığı nasıl birbirine bağlayacaklarını ve sonrasında bu parçacığı nasıl değiştireceklerini buldular.
Bunu yaptıklarında, iki parçacık birbirinden çok uzak da olsa diğer parçacık da anında değişecektir; 2017’de Çinli bilim insanları bu prensibi, Dünya’daki bir parçacıktan uzaydaki bir uydudaki diğerine bilgi “ışınlamak” için kullandılar.
Kuantum fiziğinde atomlar ve elektronlar ayrı ayrı özelliklerin bir bütünü olarak düşünülür.
Gerçek anlamda bir kitap birçok atoma sahip olduğu için ortak kuantum durumu ile tanımlanır.
Bu kuantum bilgisi okunabilirse ve dünyanın başka yerlerine gönderilebilirse aynı kimyasal elementler için atomlar başka bir ülkede kendi üzerlerine işlenen bu bilgilere sahip olabilir ve özenle bir araya gelerek bir kitabı oluşturabilirler.
Ancak ortada büyük bir sorun var: Kuantum durumunu ölçmek hiç de kolay değil. Kuantum fiziğinde olan belirsizlik ilkesi, bir parçacığın konumunun ve hızının aynı anda ölçülemeyeceğini ortaya koyar.
Bir elektronun tam konumunu ölçmenin en kolay yolu ondan gelen bir parçada olsa ışığı dağıtmak ve onu mikroskopta toplamaktır. Ancak bu dağıtma elektronun hızını tahmin edilemez yönde değiştirir. Hız ile ilgili daha önce bellekte olan tüm bilgiler kaybolur. Yani aslında kuantum bilgisi hassastır. Bilgiyi ölçmek onu değiştirir.
Buna kuantum dolanıklığı teorisinin kendi ilginç olgusuyla cevap verilebilir. Dolanıklık teorisi, kuantum fiziğinin ilk zamanlarından beri gizemli olan hatta hala bile tam olarak çözülememiş bir şeydir.
İki elektron dönüsünün dolaşması ile mesafeleri aşan bir şey ortaya çıkar. İki parçacık birbirinden bir ışık yılı bile uzakta olsa ilk elektronun dönüsünü ölçmek ikincinin dönüsünü belirler.
Kübit veri adıyla anılan ilk elektronun kuantum bilgisi kendi eşini aradaki alana müdahale etmeden etkiler. Einstein ve onun gibi olan bilim adamları bu teması uzaktan hayalet etkisi olarak adlandırmışlardır.
İki parçacık arasındaki dolaşmanın, bir kübiti, aralarındaki boşluğa anında aktarmasına yardımcı olduğu düşünülse de bu etkileşim, bölgesel olarak başlamalı.
İki elektrondan biri yeni bir bölgeye taşınmadan önce çok yakın mesafede birbirlerine dolanmalı ki gerçekleşsin.
Kuantum dolanıklığının kendisi ışınlanma değildir. Işınlanmayı tamamlamak için alıcının kübiti yorumlamasına yardımcı olacak dijital bir mesaja ihtiyacımız var. İlk parçacığın ölçülmesi ile iki bitlik veri yaratılır.
Bu dijital bitler, ışık, radyo, mikrodalga veya belki de fiber optik hızıyla sınırlanan klasik bir kanalla iletilmeli. Bu dijital mesaj için bir parçacığı ölçtüğümüzde onun kuantum bilgisini de yok etmiş oluruz.
Bu da bir kitabın bir ülkeden başka bir ülkeye ışınlanırken ortadan kaybolması demektir. Belirsizlik ilkesi sayesinde ışınlanma kitap ile ilgili bilgileri iki şehir arasında aktarır ve onu kopyalamaz.
Aslında nesneleri, hatta insanları bile ışınlayabiliriz ama bu şu anda büyük nesnelerdeki trilyonlarca atomun ya da daha fazla atomun kuantum bilgisini ölçmek ve onları başka bir yerde yeniden oluşturmak demek. Bu sebepten şuan için pek olası görünmüyor.
Hem zor hem de büyük enerji isteyen bir şey. Ancak şunu da unutmamak lazım bu zorluk şimdiki teknoloji ve imkanlar için geçerli belki ilerleyen aşamalarda, bu atom kopyalama işi daha kolay hale gelebilecek. Bunu zaman gösterecek.
Şimdilik tek atomlu ve elektronlu şeyleri güvenli şekilde ışınlayabiliriz.
Hassas bilgilerin bir bütünü olan kuantum fiziği, evrendeki tüm cisimler için bize farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Kuantum ışınlanması, bu hassaslığı etkilemenin yeni yollarını ortaya koyuyor.
Asla asla demeyin, neden olmasın ki?
Bir yüzyıldan biraz daha uzun bir sürede insanlık atomik boyuttaki elektron davranışlarını onları güvenli bir şekilde bir odaya ışınlamaya kadar ilerledi.
Çin deneyinden bahsetmiştim, bu ışınlanmaya hiç benzemiyor olabilir.
Ancak şöyle düşünün: Bu, bilginin ışık hızından daha hızlı iletildiği anlamına gelir, evrenin hız sınırı olduğunu hesaba kattığımızda, Kuantum ışınlanmasında, bir parça bilgi fiziksel olarak aralarından geçmeden bir parçacıktan diğerine geçer. Seyahat etmeden, anında hareket eder.
Bir bilgi yığınını bir noktadan diğerine göndermekle bir insanı göndermek arasında büyük bir fark vardır. Teoride, bir kişinin vücudundaki her atomun durumunu analiz etmek ve bunu yeni bir yere iletmek ve kişinin atom atom yeniden birleştirilebileceği bir yere iletmek mümkün olabilir.
Ancak insan vücudu yaklaşık yedi milyar milyar milyar atom içerir. Tüm bu verileri işlemek için gereken işlem gücüne yakın bir yerimiz yok. Yine de bazı bilim insanları fizik yasalarında insan ışınlanmasının imkansız olduğunu söyleyen hiçbir şey olmadığına inanıyor.
İleride milyarlarca atomu işleyebilecek bir teknoloji bizi karşılarsa ışınlanmak gayet olası bir şey haline gelecek.
Peki eğer ışınlanabilseydin nereye gitmek isterdin?
Bu gönderi en son şu tarihte değiştirilmiştir 7 Aralık 2024 1:49 am