🎧 Sesli Dinleme

Bu makaleyi sesli olarak dinleyebilirsiniz

İnsan Hafızası Dijital Ortama Aktarılabilir mi?

Başlıklar

Günümüzde teknoloji koşarak ilerliyor ki, daha birkaç yıl önce imkansız denen birçok şeyler artık gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmeye başladı. Peki bir gün, tıpkı bir dosyayı bilgisayara kaydeder gibi, bir insanın tüm hafızasını, yani anılarını, bilgilerini, duygularını, bir dijital ortama aktarması mümkün olabilir mi?

İlginç bir fikir hem heyecan verici, hem de ürkütücü. Bu gerçekten mümkün olabilir mi?

Hafıza Nasıl Çalışır?

Öncelikle biraz beynin nasıl çalıştığına bakalım. İnsan beyni yaklaşık 86 milyar nörondan oluşur ve bu nöronlar birbirleriyle trilyonlarca bağlantı kurar. Bu bağlantılar, yani sinapslar, bizim düşüncelerimizi, anılarımızı, öğrenme süreçlerimizi ve buna benzer birçok şeyi oluşturur.

Örneğin, çocukken yaşadığın bir doğum günü kutlamasını hatırlaman ya da babanın sana öğrettiği bir dersi unutmadan hatırlaman, bu bağlantıların bir sonucudur.

Beyin aslında biyolojik bir bilgisayar gibi çalışır ama sanıldığından çok daha karmaşıktır. Şimdi bu sistemin dijital ortama aktarılması gerektiğini düşünürsek hem tüm verinin alınması lazım, hem de bunun doğru şekilde çalışması da lazım.

Mevcut Teknoloji Ne Diyor?

Bugün bilim dünyasında bu konuya “mind uploading” yani ‘zihin yükleme’ deniyor. Yani kişinin zihnini bir dijital ortama aktarmak. Bu konuda çalışan araştırmacılar, özellikle nörolojik haritalama üzerinde yoğunlaşıyor. Connectome denilen bu yaklaşımda, beynin tüm bağlantı haritası çıkarılmaya çalışılıyor.

2012 yılında insan beyninin küçük bir bölümünün detaylı bağlantı haritası çıkarılmıştı bile. Ama bu, bir şehrin sadece tek bir sokağını haritalandırmak gibi oldu. Tüm beyin için bu işlem binlerce yıl sürebilecek kadar karmaşık. Binlerce bağlantıyı bulmak oldukça zor.

Yine de bazı gelişmeler umut vermiyor da değil. Örneğin, Elon Musk’ın kurduğu Neuralink şirketi, insan beynine çip yerleştirerek beyinden bilgisayara veri aktarımı yapmaya çalışıyor. Hatta 2024’te ilk defa bir insana çip yerleştirildi ve bazı basit sinyaller başarıyla alındı. Bu, daha çok hareket odaklıydı ama bir gün daha kompleks verilerin bir hatıra, anı gibi aktarılması mümkün olabilir mi?

Insan Hafizasi Dijital Ortama Aktarilabilir mi V1

Peki Hafıza Aktarımı Mümkün Mü?

Burada kritik soru aslında şu: Hafıza dediğimiz şey sadece bir veri mi? Mesela bir çocukluk anını hatırladığında sadece olaylar mı hatırlanır, yoksa kokular, duygular, sesler ve hisler de işin içinde mi? Bir anıyı tam anlamıyla dijitalleştirmek, onun sadece içeriğini değil, aynı zamanda ‘senin o an nasıl hissettiğini’ de aktarmayı gerektiriyor.

Yani biyolojik bir bilinçten dijital bir bilince geçmek… İşte bu nokta, bugünkü teknoloji için hala oldukça uzak bir hayal diyebilirim.

Örnek vermek gerekirse; mesela sizin için anlamı büyük olan bir anıyı düşünelim. Diyelim ki, çocukken deniz kenarında bir yaz akşamı, ailenle birlikte geçirdiğin o huzurlu vakit…

Sadece fotoğraf ya da videoya bakmak yetmez, aynı zamanda o anın kokusunu, rüzgarın teninde bıraktığı hafif serinliği, denizin hafif dalga seslerini, ailenin konuşma seslerini hissetmek çok daha farklıdır. İşte bu detaylar dijital ortamda kopyalanması çok zor unsurlardır.

İnsanın Benliği..

Bir insanın sadece hafızası değil, kişiliği, düşünce biçimi, duyguları ve bilinç hali de onu insan yapan şeylerdir. Beyindeki nöron bağlantılarının sadece haritasını çıkarmak, bir insanın tam anlamıyla kopyası olmak için yetmeyebilir. İnsan sadece beyindeki bağlantılardan ibaret değil çünkü. İnsanın her şeyini kopyalayabilme imkanı olursa bu daha mantıklı.

Bilinç gibi karmaşık bir fenomen, hala bilim dünyasında tam olarak çözülebilmiş bir olgu değil. Ben dediğimiz şey sadece anılardan mı oluşuyor, yoksa başka boyutları da mı var? Ya da nasıl oluşuyor? Eğer bu sorunun cevabını bilmeden hafızayı kopyalarsak, ortaya çıkan şey istenilen şey olmayabilir. Düz veri yığını olur.

Bilinç gibi karmaşık bir fenomen, hala bilim dünyasında tam olarak çözülebilmiş bir olgu değil. Ben dediğimiz şey sadece anılardan mı oluşuyor, yoksa başka boyutları da mı var? Ya da nasıl oluşuyor? Eğer bu sorunun cevabını bilmeden hafızayı kopyalarsak, ortaya çıkan şey istenilen şey olmayabilir. Düz veri yığını olur.

İleride böyle bir teknoloji gelirse karşımıza pek çok etik soru çıkacak. Mesela, hafızan dijital ortamda yedeklenirse bu kopya kim olacak? Gerçek sen misin? Yoksa o sadece bir “klon” mu? Ya da dijital ortamda yaşatılan bir zihin, insan haklarına sahip olur mu? Bu veriler hangi durumlarda kullanılabilir?

Bunlar sadece bilim kurgu senaryoları değil, aynı zamanda geleceğin de büyük tartışma konuları. Düşünsenize cep telefonlarından bile çoğu zaman verilerimiz çalınıyor, gizliliklerde sorunlar yaşanabiliyor? Böyle bir teknolojide yaşayacağımız sorunların büyüklüğü de fazla olabilir.

Gelecek Ne Getirir?

Son birkaç yılda yapay zeka, nörobilim ve bilgisayar mühendisliği alanlarındaki gelişmeler, bu hayali biraz daha yaklaştırıyor diyebilirim. Ancak hala pek çok teknik, bilimsel ve felsefi engeller de var. Kim bilir, belki önümüzdeki yüzyıl içinde bu konuda devrim niteliğinde ilerlemeler yaşanacak..

Bu ilerlemelerin ne kadarı insanlık için yararlı ne kadarı da zararlı olacak bunu şuan kestirmek zor. Uzun vadede etkilerini gözlemlemek lazım.

Ama şunları da unutmamak gerek, her ne kadar teknoloji büyüleyici olsa da, insan olmanın özü sadece düşünebilmemiz, hafızamız değil; duygularımız, deneyimlerimiz, ve hatta kusurlarımızla birlikte yaşadığımız anların kendisidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Başlıklar
Başlıklar
Semanur Aydos
Yazmayı, okumayı, araştırmayı sever. 🌿