Arabaların yakıtı biterse yolda kalınıyor ve yakıt almak için benzin istasyonuna gidilmesi gerekiyor. Peki yolcu uçaklarının yakıtı biterse ne gibi şeyler meydana gelir?
Hayatımızın neredeyse her anında riskler vardır. Uçağın düşme ihtimali yüksek bir olasılık olmasa da uçak, insanı tedirgin eden ulaşım araçlarındandır.
Binlerce fit yukarıda olmak, size yardımcı olabilecek her türlü yardımın aşağıda olması ve yer çekiminin her zaman size karşı hareket edeceği düşüncesi bu ve buna benzer birçok endişeyi neredeyse hiçbir teselli gideremez.
Araba kullanırken benzininizin bittiğini düşünün. Arabanızı en yakın benzin istasyonuna götürmek zorunda olmak düşüncesi bile yorucudur.
Ancak arabalar karada olduğu için er ya da geç benzin istasyonu bulabilirler.
Peki ya bir uçağın uçuş sırasında ‘benzini’ biterse ne olur? Gökyüzünden aşağı mı süzülürüz?
Bir uçağın uzun mesafelerde yakıtının bitmesi riski fazlasıyla gerçek bir ihtimaldir.
Bu nedenle, uçaklar uçuş sırasında esasen uçan yakıt tankları olan daha büyük uçaklar tarafından yakıtlandırılırlar.
Bu işlem ‘Havada yakıt ikmali‘ olarak isimlendirilir. Ancak bu havda yakıt doldurma işlemi çok kullanılagelen bir uygulama değildir. Acil durumlarda genel olarak, çaredir.
Uçak motoru eğer yakıt alamıyorsa bu iki şeyden kaynaklanır:
1. Yakıt Açlığıdır. Yakıt uçakta vardır ancak hatlarda arıza sebebiyle motora ulaşamaz. Bu durum yalnızca servisle düzeltilebilir.
2. Yakıt tamamen tükenmiştir.
Yakıt tükenmesinin nedenleri şunlar da olabilir:
Yakıt tükenmesi genellikle yolculuğun sonlarına doğru meydana gelir ve yakıt ikmali ile giderilebilir.
Havada yakıt ikmali demek tanker uçağının geri çekilebilir bir boru hattı aracılığıyla alıcı uçağa bağlanması ve yakıt pompalanmasıyla gerçekleştirilen çok da kolay olmayan bir işlemdir.
Aslında uçaklar yerde yakıt almak üzere tasarlanmıştır. Bazı aksiliklerden ötürü havada yakıt ikmali gerçekleştirilmesi gerekebilir. Havada yakıt ikmali için aracın yakıt portları yakıt ikmal borularıyla erişilebilecek şekilde uygun bir konuma getirilmelidir.
Bu nedenle, bunun için modifiye edilmiş olmaları koşuluyla, tüm uçaklara havada yakıt ikmali yapmak mümkün bir durumdur.
Şunu da belirteyim; karadaki taşıtların aksine havada yakıt ikmali oldukça pahalı bir işlemdir.
İki uçağın bu kadar yakın mesafede uçmasını da göz önüne aldığımızda olası güvenlik sorunları yaşanması çok muhtemeldir. Soyut ve somut zararlar artabilir, bu nedenle havada yakıt ikmali genelde askeri operasyonlarla sınırlıdır.
Bazı istisnalar vardır mesela devlet başkanlarını taşıyan uçaklarda mutlaka yakıt ikmalini kabul edecek şekilde tasarlanmış uçaklardır.
Yolcu ve özel uçakların havada yakıt ikmali yapması hem riskli hem de çok maliyetli bir durumdur bu sebeplerden tercih edilmez bunun yerine aktarma yapmaları daha kolay bir işlemdir. Bu sebeplerden havayollarında acil iniş kısımları mevcuttur.
Havada yakıt ikmali aslında oldukça basit bir işlemdir. Yakıt, uçuş sırasında bir ‘tanker’ uçağı vasıtasıyla ‘alıcı’ uçağa teslim edilir.
Alıcı uçağın, yakıt ikmali yapılana kadar uçuşunu sürdürmesi gerektiğinden, biraz yakıtının kalması gerektiği söylenmeden geçilemez.
Tanker uçağı uçar ve sabit veya esnek borular vasıtasıyla alıcı uçağa bağlanır ve yakıtı pompalar. Borular alıcı uçaktaki bir hazneye veya proba sabitlenir. Yakıt akışına yardımcı olmak için de alıcı uçak tanker uçağının arkasında ve altında uçar.
Yakıt ikmal hızı yakıt ikmal sistemine ve alıcı uçağın boyutuna bağlı olmakla değişiklik gösterir.
Dünya genelinde havada yakıt ikmali iki sistemden biri kullanılarak gerçekleştirilir.
Bom, tanker uçağının kuyruk ucundan uzanan sert, geri çekilebilir bir borudur. Tanker uçağında oturan bir bom operatörü tarafından, bomun ve alıcı uçağın sanal veya gerçek zamanlı görünürlüğüyle konuşlandırılır.
Alıcı uçak ‘yakıt ikmal zarfı’ içindeyken, bom bir hazneye yerleştirilir ve yakıt pompalanmasının başlaması sağlanır. Bom, aerodinamik olmayan yapısı ve sertliği nedeniyle yüksek sürtünmeye sahiptir.
Bu nedenle, doldurma sırasında onu sabitleyen kanatçıklarla donatılmıştır. Bakıldığınca birçok ayrıntıyı barındıran işlem diyebiliriz.
Uçan bom, yukarıda gösterildiği gibi bombardıman uçağı gibi daha büyük uçakların yakıt ikmali için kullanılan bir işlemdir. Bom yalnızca bir uçağın yakıt ikmalini yapabilir.
Dakikada 1000 galona kadar pompalama kapasitesine sahiptir. Bu nedenle, yüksek hacimli depolama tanklarına sahip daha büyük askeri uçakların yakıt ikmali için en iyi şekilde kullanılırlar.
Tanker uçakları ise aynı anda tek bir uçağa hizmet verebilecek tek bir uçan boma sahiptir.
Bazı tanker uçakları sert bom yerine esnek hortumlar kullanır. Ayrıca tek bir uçakta birden fazla depolama ünitesinde yakıt taşıyabilirler.
Bu, onları tek bir görevde birden fazla uçağa yakıt taşıma yeteneğine sahip kılar.
Esnek hortumlar uçuş halindeki uçaktan açıldığında titrediğinden, sabitlenmeleri gerekir.
Bu, drogue adı verilen katlanabilir, sürtünme yaratan bir düzenek takılarak elde edilir. Drogue’lar tasarım olarak badminton topları gibidir ve boru hattına sürtünme ekleyerek kırbaç darbesini önler.
Bu sistemle birlikte aynı anda birden fazla uçağa yakıt ikmali yapılabilir. Bu mekik benzeri bir düzenektir. Uçağın sondajını yakıt ikmal hortumuna yönlendirmek için tasarlanmış.
Yakıt ikmal sistemleri için alıcı uçaklar, gövdelerinden uzanan sabit veya geri çekilebilir borular olan problarla donatılmıştır. Bu borular serttir ve yakıtı aktarmak için bir bağlantı kurarak drogue’a yönlendirilir.
Prob ve drogue sistemleri genellikle dakikada 600 galona kadar yakıt doldurabilir.
Bu nedenle daha küçük uçaklar için daha çok tercih edilir bir yöntem. Aynı zamanda, tankerin yakıt ikmal zarfına birden fazla küçük uçak yerleştirilebilir.
Yakın mesafede iki uçağın yan yana gitme tehlikesini geçtik başka risklerde barındırır.
İç riskler arasında, hortum serbest bırakma ve geri çekme, yakıt pompaları vb. gibi yakıt ikmal sistemlerinin arızalanması yer alır.
Dış riskler; yakıtın dökülmesi, bağlantı veya bağlantı kesme sırasında yakıt ikmal donanımının hasar görmesi ve uçağın yanlış hizalanması riskinden kaynaklanır.
Özellikle gece uçuşlarında mekansal yönelim bozukluğu da havada yakıt ikmalinde büyük riskler oluşturur.
Tanker uçakları, özellikle geceleri alıcı uçağın yönünü kaybetmesini ve kör olmasını önlemek için kısılabilir dış aydınlatma kullanır. Otopilot özelliği, her iki uçağın da göreceli hızlarını izlemek için özellikle yararlı bir yöntemdir.
Uçaklar genellikle çarpışma riskini azaltmak için önceden belirlenmiş kodlarla uçarlar.
Güvenli bir conta sağlanana kadar gaz pompalama işlemi başlamaz. Yakıt ikmalinden sonra hortum, kalan yakıtın alıcı uçağın görüş alanlarına dökülmesini önleyecek şekilde geri sarılır. Acil durum bağlantı kesmeleri ve hızlı serbest bırakmalar da yakıt dökülmesini önlemek için bir güvenlik katmanı ekler.
Son Olarak: Yakıt tükenmesi sıkıntısı ticari uçaklarda çok düşük bir ihtimaldir. Rotalar iyi ayarlanmış ve yüksek uçuş frekansları da olduğundan olası bir yakıt bitme durumu söz konusu değildir. Ancak böyle bir durum olsa bile uçak yakıt almak için zorunlu iniş gerçekleştirir.