Gerçekten Ne Zaman Yetişkin Oluruz?

Çoğu ülke, yetişkinliğin başlangıcını belirlemek için genellikle 18 yaşını referans kabul eder ve çeşitli özgürlükler, ayrıcalıklar tanır. Peki, yaş gerçekten olgunluğu ölçmek için en iyi yöntem midir?

Gerçekten Ne Zaman Yetişkin Oluruz?

Özellikle bu yaşadığımız çağa bakacak olursak gençlerin geç evlendiği çünkü geç olgunluk ve sorumluluk kazandıklarına dair düşünceler mevcut. Eskiden 20 yaşlardaki insanlar gayet aklı başında, olgun ev geçindirebilecek kapasitedeyken şimdi bu yaşlar daha yeni gençlik evresi olarak kabul ediliyor.

Şimdi ve eski zamana baktığımız çağ farkını derinden hissediyoruz. Yaşama şeklimiz, teknoloji çağında oluşumuz vb. birçok sebep bu zamanda olgunluk yaşının fırlamasına sebep oluyor.

Bazen yaşın adaletsiz olabileceği durumlar da var. Mesela bir kişi seçim günü hemen doğum gününü geçmişken oy kullanamıyor, birkaç dakika önce doğan ise oy kullanabiliyor. Bu tür durumlar, oy kullanma yaşının 16’ya düşürülmesi gerektiğini savunan tartışmaları gündeme getiriyor.

Bazıları ise 16 yaşındaki gençlerin ulusal sonuçları etkileyen kararlar verecek kadar olgun olmadığını düşünüyor. Aslında birçok kişi, yetişkin olsa bile adayları veya politikaları tam olarak bilmiyor bile. Neyin ne kadar önemli olduğunun farkında değil.

Öte yandan, bazı gençler siyaseti yakından takip ediyor ve bilgi sahibi olabiliyor. Bu tartışmalar, yetişkinliğin yaş sınırını sorgulamamız gerektiğini gösteriyor.

Bazı ülkeler oy verme yaşını 16’ya düşürdü ve kültürel reşit olma seremonileri de farklı yaşlarda yapılıyor. Tam olarak ne zaman olgunluğa ulaştığımıza dair bir fikir birliği olmasa da bilim, daha net bir cevap sunabiliyor. Nörologlar, yetişkinliği beynin tamamen gelişmesi olarak tanımlıyor. Beyin gelişiminde iki önemli süreç var: gri maddenin azalması ve beyaz maddenin artması.

Gri madde, bilgiyi işleyen hücreler ve bağlantılardan oluşur. Azalması kötü bir şeymiş gibi görünse de aslında kullanışlı bağlantılar korunurken az kullanılanlar eleniyor; böylece daha verimli bir beyin ortaya çıkıyor.

Beyaz madde ise miyelinli bağlantılardır ve bilgi merkezleri arasında uzun mesafede hızlı iletişim sağlıyor. Bu bağlantılar, hızlı ödüllendirme bölgeleri ile plan yapmamızı sağlayan bölgeler arasında köprü kuruyor ve dengeli, ileri görüşlü kararlar almamıza yardımcı oluyor.

Araştırmalar, ergenlik döneminde gri ve beyaz maddede büyük değişimler olduğunu ve bu değişimin yirmili yaşlara kadar devam ettiğini gösteriyor.

Ancak beyin gelişimi hayat boyunca devam eden bir şey; deneyimler, beyindeki bağlantıları yeniden şekillendiriyor. Bu nedenle beynin yapısı tek başına olgunluğu belirlemeye yetmeyen bir olgu.

Bilim insanları yetişkinliği ölçmek için bilişsel gelişimi de inceliyor. Mantık, problem çözme ve eleştirel düşünme testlerinde gençler, yetişkinler kadar iyi performans gösterebiliyor. Ancak gençler, dış baskılara karşı daha hassas olabiliyor.

Risk alma ve irade gerektiren görevlerde 18-21 yaş arasındakiler yetişkin gibi davranıyor, fakat duygusal veya sosyal etkenler eklendiğinde davranışlar değişiyor. Örneğin korkunç yüzleri tespit etmek veya arkadaşların yanında karar vermek gibi durumlarda gençler daha farklı tepkiler verebiliyor.

Gençlik ve yirmili yaşlar, sosyal ve duygusal etmenlerin beynin karar alma sürecinde daha etkili olduğu dönemler. Bu dönem, gençlerin kendilerini keşfetmelerine ve başkalarıyla bağ kurmalarına fırsat sağlarken, akranlarının olumsuz etkilerine karşı savunmasız olmalarına da yol açıyor.

Bu yüzden birçok bilim insanı, çocuk mahkemelerinde gençlerin ve yirmilerinin başındaki bireylerin dahil edilmesi gerektiğini savunuyor; çünkü mevcut sistem gençlerin gelişmekte olan beyinlerini yeterince dikkate almıyor.

Gerçekten yetişkin olma zamanı, bireyden bireye değişen bir şey. Gelişim belli bir yaşa veya döneme bağlı değil; nöroloji, olgunluk dalgaları olduğunu gösteriyor. Beynin farklı bölgeleri ve zihinsel becerileri farklı zamanlarda olgunlaşıyor. Her bireyin yetişkinliğe yolculuğu, genler, çevre ve deneyimlere bağlı olarak kendine özgü bir süreç aslında.

İnsan hayatta ne kadar zorluk ve yokuş çıkarsa büyüme hızı da aslında bu deneyime bağlı olarak gelişiyor..

Kimileri daha erken büyürken kimileri de yaşantısı gereği rahat ve geç büyüyebiliyor, yani imkanlar ve hayatın bize sundukları şeylere bağlı olarak insanın büyümesi de değişkenlik gösteriyor.

31 Ağustos 2025 9:54 pm

Semanur Aydos: Yazmayı, okumayı, araştırmayı sever. 🌿