Zaman bazen akıp gidiyor deriz ya hani, bu sefer gerçekten öyle oluyor desek yalan olmaz.
Zaten son yıllarda fark ettiyseniz gerçekten günler hızlı ilerliyor. Özellikle de yoğunsanız ve işlerle meşgulseniz haftanın nasıl bittiğinin ay başına nasıl gelindiğini bile anlayamaz oluyoruz. Geçmişe göre günlerin daha da hızlandığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştı zaten ancak bugün için farklı bir analiz yapılmış:
Bilim insanlarının yaptığı ölçümlere göre, 22 Temmuz 2025 günü, normalden tam 1,34 milisaniye daha kısa sürecek. Yani gün hala 24 saat gibi görünse de, gezegenimizin dönüş hızı arttığı için milisaniyelik bir farkla daha erken tamamlanmış olacak.
Belki kulağa minicik geliyor ama bu küçücük fark, dünyanın dijital altyapısı için hiçte küçük bir mesele değil aslında.
Dünya’nın dönüş hızı sabit sanıyoruz ama aslında öyle değil. Zamanla yavaşladığı da oluyor, hızlandığı da. Son yıllarda yapılan ölçümler, bazı günlerin giderek kısaldığını ortaya koydu. 22 Temmuz da bu özel günlerden biri.
Bu hızlanmanın elbette birkaç olası sebebi var:
Bizim günlük hayatımızda 1,34 milisaniyenin pek etkisi olmayabilir, ama teknoloji dünyası için ciddi bir konu bu. Özellikle şu alanlar doğrudan etkilenebilir:
GPS sistemleri: Uyduların zamanlaması bozulursa harita ve konum verileri yanlış çıkar.
Finansal sistemler: Borsalar, banka transferleri, kripto işlemleri milisaniyelerle çalışıyor. Bir hata milyon dolarlara mal olabilir.
Yapay zeka sistemleri ve veri merkezleri: Zamanla çalışan birçok algoritma, bu tür farklara karşı oldukça hassas.
Ve tüm bu alanların düzgün çalışması için zaman zaman ‘artı saniye’ uygulaması yapılırdı. Ama Dünya hızlandıkça işler tersine dönebilir; negatif artı saniye yani saatten 1 saniyenin silinmesi gerekebilir. Bu da tarihimizde çok nadir rastlanan bir durum.
Bilim insanları Dünya’nın dönüş hızını her gün takip ediyor ve bu kısa günlerin devamının geleceği tahmin ediliyor. 22 Temmuz henüz tamamlanmamış olsa da, milisaniyelik kısalmanın büyük ihtimalle yaşanacağı öngörülüyor.
Bu nedenle, zaman hesaplamaları yapılan tüm sistemler bu yeni düzene adapte olmak zorunda. Belki biz fark etmeyeceğiz ama makineler, uydular, internet ve finans sistemleri bu birkaç milisaniyeyi çok ama çok ciddiye alması gerekiyor.
Son olarak: Dünya dönmeye devam ediyor… ama bu kez biraz daha hızlı.
22 Temmuz 2025, belki tarih kitaplarına geçmeyecek ama zamanın bile artık hızlandığını gösteren ilginç bir gün olacak. Küçücük bir fark gibi görünse de, bu olay bize evrendeki hiçbir şeyin sabit olmadığını bir kez daha hatırlatıyor.
Zamanın bile değiştiği bir çağdayız. Makineler, uydular ve algoritmalar bu farkları telafi etmek için uğraşırken biz insanlar da belki durup biraz düşünmeliyiz: Bu hızın içerisinde neyi kaçırıyoruz?
Yavaşla kitabından bir alıntı ile bitireyim;
“Kızılderililer malum, tabiatla iç içe yaşayan insanlar, bu hızın ve bu karmaşanın belki biraz daha uzağındalar. Bizim gibi değiller.
Onun için Batıdan gelen insanları gezdirirken, rehberlik ederken ansızın durup bekliyorlar yolda. Ne oldu? diye sorulunca da “Çok hızlı gidiyoruz ruhlarımız geride kaldı” diyorlar.”
Bizler de bu hızlı geçen hayatın hızında bazen kaybolabiliyoruz. Arada yavaşlamak ruhlarımızı da beklemek lazım 🙂