Elimizdeki telefonlar bazen birer özgürlük aracı gibi görünür: bilgiye ulaşmak, kendini ifade etmek, dünyayla bağlantıda kalmak için. Ama bu cihazlar, tam tersine seni gözetleyen bir göze, cebindeki bir bekçiye dönüşürse nasıl olurdun?
Kuzey Kore’de teknoloji tam da bu hale gelmiş durumda. Dışarıdan bakınca sıradan bir akıllı telefon gibi görünen cihazlar, aslında rejimin vatandaşlarını kontrol altına aldığı bir dijital kafes. Özgürlük görüntüsü altında kurulan, zekice inşa edilmiş bir gözetim sistemi sunuyor.
Kuzey Kore’de kullanılan akıllı telefonlar vatandaşlara sunulan birer “kontrollü özgürlük” paketi. Bu cihazlar:
Bluetooth, Wi-Fi gibi özellikler kısıtlanmış ya da tümüyle etkisiz hale getirilmiş durumda.
Yani senin haber okumak ya da müzik dinlemek için kullandığın o küçük ekran, Kuzey Koreli bir vatandaş için devlete “rapor sunan” bir casus niteliğinde diyebilirim.
Geçtiğimiz haftalarda ülke dışına kaçırılan bir Kuzey Kore telefonunun içeriği araştırıldığında, devlet gözetiminin boyutları şoke edici şekilde gözler önüne serildi. BBC ve Daily NK kaynaklarına göre:
Telefon, ekran görüntülerini gizli klasörlerde saklıyor ve bu klasörlere kullanıcı erişemiyor.
Güney Kore’ye ait kelimeler (örneğin “oppa”) otomatik olarak rejim diliyle sansürleniyor – “yoldaş” olarak değiştiriliyor.
Telefon, rejimin uygun bulmadığı hiçbir içeriğe erişim izni vermiyor. Bu içerikler engellenmekle kalmıyor, kullanıcılar anında izleniyor.
Bu keşif, teknolojinin orada bireyin değil, tamamen devletin hizmetinde olduğunu gözler m-önüne serdi.
Rejim, sadece cihazla değil, fiziksel gözetimle de iş başında. Gençlik baskı timleri adı verilen gruplar sokaklarda dolaşıp insanların telefonlarını kontrol ediyor. Galerine mi girdiler? WhatsApp benzeri bir uygulamaya mı baktın? Her şey bir ihlal sayılabilir. Ve sonuç: Gözaltı, sorgu, hatta ağır cezalar bile oluyor.
Bu tablo bir şeyi çok net gösteriyor: Teknoloji kendiliğinden özgürleştirici değildir. Onu kim elinde tutuyorsa, neye hizmet etsin diye kodluyorsa, ona dönüşen bir şey aslında.
Kuzey Kore’de akıllı telefonlar, bilgiye ulaşmanın değil, bilgiden kopmanın; özgür iletişimin değil, sürekli denetlenmenin aracı. Cihazlar “akıllı”, ama bu zeka özgürlük için değil, baskı için kullanılıyor. İnsanların düşünceleri, kelimeleri, hatta parmak hareketleri bile kontrol altında diyebiliriz.
Üzücü olan şu ki oradaki insanlar için bu durum sıradanlaşmış durumda. Çünkü başka türlüsünü hiç yaşamadılar.