Çin, endüstriyel otomasyonda tarihi bir eşiği geride bıraktı. Uluslararası Robotik Federasyonu’nun (IFR) son raporlarına göre ülkede geçen yıl 2 milyondan fazla robot aktif olarak fabrikalarda çalışıyordu.
Sadece 2024 yılında eklenen 300 bin yeni robot, Çin’in tek başına dünyanın geri kalanındaki toplam kurulumlardan daha fazla olduğunu bile ortaya koyuyor.
Karşılaştırmak gerekirse, aynı dönemde ABD’de kurulan yeni robot sayısı yalnızca 34 bin oldu. Çin robotları hayatın içine entegre etmek için uğraşıyor. Robotların hizmet ettiği restoranlar, cafeler, şirketler artık oldukça fazla olmaya başladı.
Bu hızlı büyümenin arkasında Çin’in ‘Made in China 2025‘ stratejisi bulunuyor. Devlet destekli krediler, doğrudan yatırımlar ve yabancı şirketlerin satın alımları sayesinde Pekin, yalnızca robot kullanımında değil, üretiminde de lider konuma çıkmayı başardı.
2017’den bu yana her yıl ortalama 150 binden fazla yeni robot üretim hatlarına entegre edildi. Bugün Çin, küresel robot kurulumlarının üçte birini zaten tek başına karşılıyor.
Sanayideki bu dönüşüm, sadece iş gücünü otomasyona kaydırmakla sınırlı değil. Yapay zeka entegrasyonu ve düşük maliyetli üretim gücüyle birleşen bu yatırımlar, Çin’in küresel tedarik zincirindeki hakimiyetini de daha çok arttırıyor.
Uzmanlara göre Pekin, bu hızla ilerlediği takdirde, üretimdeki teknolojik üstünlüğünü ABD, Almanya, Japonya ve Güney Kore gibi güçlü ekonomilerin toplamından bile ileriye gidebilir.
